Geldik dergimizin ilginç bölümlerinden birine. Bu bölümde özellikle rock müziğe ait enstrümanlar hakkında bilgiler, o enstrümanları kullanan kişilerden sizler için öneri ve düşünceler bulabilirsiniz.

Bu ayın konusu “Elektro Gitar”.

Elektro gitar hakkında teknik bilgilerle başlamak istedik.

Elektro Gitar, sesini manyetikleri aracılığı ile elektrik akımına dönüştüren ve bir amplifikatör ile bu akımdan ses elde edilmesine olanak tanıyan bir gitar türüdür. Ortaya çıkardığı sinyallerin çeşitli aletlerle değiştirilebilir olması ve zamanında devrim sayılan bir yükseklikte sese sahip olmayı nedeniyle müzik türleri arasında kullanımı geniş bir gitar türüdür.
Elektronikteki gelişmeler ile tonal olarak sınırları 1960 lardan sonra iyiden iyiye artan elektro gitar, günümüzün en bilindik enstrümanlardan biri haline gelmiştir.
Elektro gitarla ilgili köklü değişiklikleri yapan insana gelecek olursak..

Jimi Hendrix..
1960′lı yıllarda tüm dünyaya elektro gitarla neler yapılabileceğini gösterdi
“Are You Experience “adlı albümü günümüze kadar yapılmış en iyi elektro gitar albümlerinden biridir. Bu albümde J.Hendrix gitarla ilgili son gelişme ve yenilikleri kullanarak, albümü dinleyen bir çok insanı ve ondan sonraki müzisyenleri etkilemeyi başarmış ve insanların onun izinden ilerlemesini sağlamıştır. J.Hendrix sürekli yeni şeyler peşinde koşup, dönemine göre açılmadık kapıları aralamıştır.Bir konserinin sonunda gitarını yakması da bir çok sanatçı tarafından örnek alınmış davranışlar arasındadır:)

 

Elektro gitar Türlerinden bahsedecek olursak,
Katı (Solid) Gövdeli Katı gövdeli gitarlar, masif gövdeye sahip, sesin doğal yollardan (gitardaki boşlukta yankılanarak) yükselmesine izin vermeyen tipte gövdelere sahip gitarlardır. Yüksek çıkış gücü olan ses kaynaklarının olduğu yerlerde (konser salonu gibi) geribeslemeyi en aza indirgeyen gövde türüdür. Fender firması, Strocaster ve Telecaster modelleri ile bu tip gövde yapımına katkıda bulunmuştur.

Boş (Hollow) GövdeliBoş gövdeli gitarlar,(aynı zamanda kıvrımlı üst yüzeyleri ile Archtop adını da alır) bir yükselticiye gereksinim duymaksızın zengin ton çıkarabilen gitarlardır. Her ne kadar bu özelliğe sahip olsalar dahi, bu gitarlar da manyetiklerle kullanılmaktadır. Üst ve alt ağaç plakaları bir parçadan oyulmuş, yahut ısı ile preslenmiş ağaçlar olabilir. Bu tip gövdelerde keman ailesindeki gibi f delikleri bulunabilir. Bu tarz gövdeyi 1890 da tasarlayan ve dünyaya tanıtan, Gibson firmasıdır.

Elektro Gitarın Kısımlarına biraz değinecek olursak,

Sap
Gitarın klavyesinin de bulunduğu kısımdır. Klasik gitardan hem kalınlık hemde genişlik açısından daha ince olan elektro gitar klavyesi genelde 18 ile 24 arasında fret sayısına sahiptir. Sapın içinde genellikle truss rod adı verilen bir metal ayar çubuğu geçer. zamanla eğilen bir sap, bu vida yardımı ile eski haline geri getirebilir. Akort burguları en uçta bulunur ve genellikle metal bir aksama sahiptir.

Köprü
Gitarda telleri gövdeye bağlayan kısımdır. Zamanla değişim geçirmiş olmakla beraber, değişik varyasyonları mevcuttur. Bu aparat sabit ya da oynar olabilir. Oynar olabilenler, bir kol yardımı ile telleri gerip gevşetebilir, dolayısıyla ince ya da kalın tonlara kayma sağlanır. Genelde metalden olur.

Eşik
Gitarın sapında, telleri akort burgularına gitmeden önce sonlandıran kısımdır. Genelde ucuz gitarlarda plastikten oluşur. Ayrıca kemikten ve farklı malzemelerden yapılanları da vardır.

Manyetik,Gitarın teldeki titreşimleri aldığı kısımdır. Manyetik alanda telin titreşiminin içerideki bir sargıda akım oluşturması prensibi ile çalışır. Çift halinde (Humbucker) ya da tek (Single) olabilir. Bazı manyetikler amplifikatöre çıkış sağlamadan sinyali yükseltirler. Manyetikler ikiye ayrılır:
1-Aktif Manyetikler: 9V’luk pil ile çalışan tellerin titreşimini pasif manyetiklere göre daha hassas bir biçimde yakalayan manyetiklerdir.
2-Pasif Manyetiker
Dünyanın en iyi virtüözleri;Yngwie Malmsteen,Joe Satriani,Steve Vai’nin kullandığı manyetiklerdir.

Biraz basmakalıp da olsa bu tanım bilgilerinden sonra sizin için CinSeddi grubu gitaristi uğur arkadaşımıza ulaştık ve elektro gitar hakkındaki görüşlerini aldık.Size yararlı olması dileğiyle.

Ben,Cin Seddi gitaristi Uğur. Tüm Sebokolik Dergi okuyucularına selamlar.

11 yıldır gitar çalıyorum. Bunun 1. yılı klasik gitar çalma ve öğrenme aşamasıyla geçti. Bu sürecin gerçekten zorlu ve bazen can sıkıcı olması, benim yaşadığım bir tecrübeydi. Her insan öğrenme aşamasını çabuk geçmek ister ve o ana kadar dinlediği şeyleri yapabilmeyi, çalabilmeyi arzular. Bu arzunuzu, isteklerinizi kesinlikle gerçekleştireceksiniz, yalnız sadece birkaç küçük aşamayı yerine getirmeniz sizi daha iyi bir yere taşıyacaktır. Biraz bunlardan bahsetmek gerekirse;

Öncelikle klasik gitar ile başlamaktan dolayı ben memnunum. Çünkü o zamana kadar bilmediğim birşeyleri gördüm. Klasik türde bir kaç kolay parça çalışmak benim müziğin farklı bir yanını da görmemi sağladı. Onun dışında temel olan parmak egzersizleri vardır. Bunları hiç sıkılmadan çalışmalısınız. Çünkü gitar hayatınızın her anında karşınıza çıkacaktır bu esneklik gereksinimi. Klasik gitar çalışırken bunları çalışmak daha zordur ama sonrasında örneğin bir kaç ay sonra bile elektro’ya geçseniz orada daha kolay yapabileceğinizi göreceksiniz. İlk egzersiz ve kolay parça öğrenme kısımlarını çabuk atlatabilmeniz her gün en az yarım saatinizi gitara ayırarak mümkün olacaktır. Birkaç aydan sonra daha fazla zevk alacağınızı göreceksiniz.

Elektro gitar alırken dikkat etmeniz gereken bir çok şey vardır. (aslında her tür gitarı alırken geçerlidir), yeni başlayanlar için en önemli iki tanesi gitarın ahşabı, klavyesinin boyutlarının size uygun rahatlıkta olmasıdır. Bunun için bilen biriyle gitmekte fayda var. İnternetten bir çok markayı, özelliklerini araştırabilirsiniz, yaşadığınız kentteki müzik mağazalarında hangi markalar var gibi bilgilere ulaşabilirsiniz. Ben burada şu tarz ağaç şu tarz sesler verir , o yüzden özellikle şu tarza uygundur gibi detaylı bir bilgiye girmeyeceğim. Bunları, ilerde eğer merakınız varsa araştırarak, kendinize uygun ürünlere yönelebilirsiniz. Benim önerim kendinize uygun ortalama bir gitar bulduktan sonra tellerinin kalınlığı ve yüksekliğini size uygun iyi bir ayarda yaptırın. Bilen birine ya da bir müzik mağazasına, gitar tamir eden veya yapan birine (luthier). Çok kalın tel parmaklarınızı ilk başta acıtabilir. Çok yüksek tel de çalmanızı zorlaştırabilir. Ayrıca doğru bir akord ve entonasyon (yani her perdede doğru notanın gelmesi) çalma zevkini ve kolaylığını daha üst noktalara taşıyacaktır.

Gitar çalarken solo veya ritm atma ayırdına gitmek bence yanlış. Her ikisini de iyi yapan bir gitarist olmak bana kalırsa çok çok önemli. Kesinlikle hız kaygısı taşımamak gerekli. En hızlı yapılan sololar veya ritmleri, öncelikle yavaş çalışırsanız hem parmak, hem kulak iyice alıştırılmış olur. Ondan sonra hızı kademe kademe uygun olan seviyeye getirebilirsiniz. Bu her egzersiz ya da her parça için geçerlidir.

Tellere çok yumuşak veya çok sert bir baskı uygulamayın. Gitarı ve penayı sizin için rahat olan konum neyse öyle tutun. Hem pena tuttuğunuz hem klavyeye bastığınız parmaklarınızla tellere uygulayacağınız baskıyı hep kontrolünüzde tutun. Kontrolü kaybetmeyin. İstediğiniz tonu çıkarabilmek, istediğiniz tarzda çalabilmek gitardan çok sizinle alakalı bir durumdur. Ondan sonra artık yapacağınız şey sadece çalmak, dinlemek ve sürekli çalmak olacaktır. Unutmayın iyi müzisyenler, iyi dinleyicilerdir aynı zamanda.
Gitar çalmak benim için özgürlüğü ifade ediyor. Çalarken her tür düşüncemi, hayalimi kafamdaki renkleri, görüntüleri ifade edebildiğim bir müzik aleti gitar. Bu yola girmişseniz eğer gerçekten farklısınız ve şanslısınız. En güzel şeyleri anlatabilmeniz dileğiyle.

Şebokolik Dergi olarak her sayımızda farklı bir enstrümanla, farklı müzisyenlerle karşınızda olacağız takip etmenizi tavsiye ederiz.:)