Sondört ile Röportaj


Dergimizin bu ayki konuklarından biri de SonDört Grubu. Sondört Grubu Ankara’dan bir oluşum ve kısa zamanda profesyonel müzik hayatlarına başlayacak gözüküyorlar. Biz de sizin için kapılarını çaldık..

*Sebokolik: Merhabalar. Öncelikle teşekkür ediyoruz bu ufak röportaj için.
Burak: Biz teşekkür ederiz böyle bir fırsatı bize sunduğunuz için.

*Sebokolik: Grubunuzun kuruluşu nasıl oldu kısaca öğrenebilir miyiz? Ayrıca neden “sondört”?
Onursal : Aslında grup vardı. Bir gün Burak’la Msn’de konuşurken bana,
’abi davulcu bulamıyoruz da sen çalar mısın?’ dedi. Bende
‘valla abi ben unuttum o aleti’ dedim.’
“Olsun abi biliyoruz biz seni’ dedi ve beni ateşledi.
Sonra studyoya girip çalışmaya başladık. Bir süre sonra eski bas gitaristimizle sorunlar yaşamaya başladık. Öyle bir duruma geldik ki, bazı konserlere başka bas gitaristlerle çıkıyorduk. Bazen bas gitarist olmadan studyo yaptık .Daha sonra Burak’la karar verdik ve yeni basçı aramaya başladık. Bir kaç kişi denedikten sonra, aklıma bir kitapevinde şans eseri gördüğüm Baran geldi ve sonra SonDört bu hale geldi…
Burak: Onursal çok güzel özetledi grubun kuruluşunu…SonDört isminin özel ve gizli bir manası yok bizim için. Biz genelde bu soru sorulduğunda, soran kişiye şöyle cevap veriyoruz. ’Biz grupta 3 kişiyiz, seninle beraber SonDört oluyoruz…’

*Sebokolik: Müzik dışında önemli uğraşlarınız var mı?
Burak: Müzik dışında öğrencilikten başka bir uğraşım yok. Hacettepe üniversitesi Niyoloji bölümünde 3.sınıf öğrencisiyim.
Onursal: 3 yıla yakındır organizasyon yapıyorum. Organizasyon belki gelecekteki bir meslek benim için.
Baran: Yaklaşık 4 yıldır Arjantin Tango ile uğraşıyorum, bol bol şiir yazıyorum ve enstrüman yapımcılığı ile uğraşıyorum.

*Sebokolik: Hangi şarkıcı veya müzik türlerinden etkileniyorsunuz?
Onursal : Michael Matijevic Steelheart Vokali. Bu aralar Hard-Rock seviyorum.
Baran : Bıkmadan usanmadan Muse dinlerim. Muse’a karşı ilgim dinleyicilikten daha öte. Tabiri caizse hardcore bir Muse fan’ıyım. Ayrıca tam bir caz düşkünüyüm, özellikle eski dönem Bebop’çılara hayranım. Art Blakey, Charlie Parker, John Coltrane sayabileceğim birkaç kişi… Funk’a karşı da özel bir ilgim olduğu söylenebilir.
Burak : Her şey o an ki ruh halime bağlı …

*Sebokolik: Sahne sizin için ne ifade ediyor?
Onursal : Emeklerimin karşılığını ve grubumu gösterme fırsatı. Çoğu zamanda Nirvana’ya ulaşmak gibi. Bazen çalarken dalıp gittiğim ve sonra sanki rüyadan uyanmak gibi hissettiğim çok oldu. Eğlence.. Müzik yapma. Sorunsuz anlar…
Baran : Sahne çok özel bir mekandır. Sahnede sadece 1-2 parça çalmayız. Duygularımızı dinleyenlerle paylaşırız… Sahne, hissettiklerimizi izleyicilere aktarmak için en uygun mekandır.
Burak : Sahne her müzisyen gibi bizim içinde çok fazla şey ifade ediyor. Bence sahne dediğimiz şey, sadece konser yerinde iki adım yüksekte ki alan ile sınırlı değildir. Bir iki kişiye çalarken bulunduğunuz yerde sahnedir, bin kişiye çalarken bulunduğunuz yer de sahnedir. O yüzden ben sahneyi fiziki bir şey değil de, manevi anlamda bir müzisyenin kendini ifade ettiği yer olarak görüyorum.O yüzden ‘sahnedeyken’ çok mutlu oluyorum.

*Sebokolik: Grubun beyni diye nitelendirdiginiz biri var mı aranızda?
Baran : Grupta bir beyin yok ancak bütün besteler Burak’dan çıkar. Yalnız asla çıktığı gibi kalmaz. Mutlaka gelişir, değişir…

*Sebokolik: İlk etkinliğinizi hatırlıyor musunuz? Neler hissetmiştiniz?
Burak : Tek hatırladığım sadece heyecan…
Onursal : Hatırlıyorum. Çok eğlendim. Çünkü 2 studyodan sonra çıkıp yaklaşık 2 saat boyunca çalmıştık. Bunun 1 saati de insanlar tarafından indirilmedik. Bilmediğimiz bir çok şarkı çalmıştık.S onrada bize Rock Star gibi davranmışlardı oradakiler :) Bu grupla olur demiştim. Sanki yıllardır birlikte çalıyormuşuz gibi hissetmiştim..

*Sebokolik: Dinlemekten bıkmadığınız insanlar veya başucu albümü diye nitelendirdiğiniz albümler varmı?
Onursal : Evet, çok var. Bunların başında Metallica gelir. Efsanedir zaten onlar. Blink182, Steelheart, Steel Dragon vs…
Baran : Muse benim asla dinlemekten bıkmayacağım belki de tek gruptur. Başucu albümü olarak nitelendirebileceğim 3 albüm bulunmaktadır. Muse – Origin of Symmetry, Victor Bailey – Low Blow, Kerem Görsev – I love May
Burak : Her şey, o an ki ruh halime bağlı…

*Sebokolik: Sizi tanımayanlar ve henüz dinlememiş olanlar size nerden ulaşabilir veya demolarınızı nerden dinleyebilir?
Burak : www.myspace.com/sondort ve www.sondort.rockmekan.com … Bu adreslerden bizi dinleyebilirler ve şarkılarımızı indirebilirler.

*Sebokolik: Şebokolik Dergi olduğumuzdan, Şebnem Ferah ve Şebokolik Dergi hakkındaki görüşlerinizi öğrenebilirmiyiz?
Burak : Şebnem Ferah, müziği, sesi ve güzelliği ile Türkiye’de rock müziğin en tepesindeki isimlerden biridir. Onun için söyleyebileceğimiz pek fazla bir şey yok, haddimize değil…
Şebokolik Dergi’nin çıkması çok iyi bir fikir. Hem Şebnem Ferah hayranlarının ortak noktası olması, hem de amatör gruplara fırsatlar sunması ile takdir edilecek bir davranış…

*Sebokolik: Bizim sorularımız bu kadar sizin eklemek istediğiniz herhangi bir şey var mı?
Burak : Bu röportajı okuyanların demomuzu dinlemesi ve yorum yapması bizi sevindirecektir. Bunu yaptıkları takdirde en büyük yardımı yapmış olacaklardır bize…

*Sebokolik: Tekrar çok teşekkür ederiz her şey için..
Burak : Biz teşekkür ederiz gösterdiğiniz ilgiden dolayı…

Burak, Baran ve Onursal arkadaşlarımıza yani Sondört’e gelecekte ve müzik yaşamlarında başarılar diliyoruz.

Yorum Yaz