“Ayak Kaydıran Şarkılar” ve Eren Erdem

Şebokolik:Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için tüm şebokolikler adına teşekkür ederiz.

Eren Erdem:Asıl ben teşekkür ederim. Genellikle röportajlarda soru sorulan taraf ben olmadığım için bu tip sürprizler hoşuma gidiyor. :)

Şebokolik: Dergi okuyucuları için kısaca kendinizden bahsedecek olursanız, sizi sizden dinleyelim :)

Eren Erdem: Sanırım “ilgisini çeken her şeye elini atmadan duramayan bir adam” diyebiliriz kısaca benim için. İşletme mezunuyum ve şu aralar Radyo TV Sinema üzerine yüksek lisans yapıyorum. Yaklaşık 2 yıldır Yüxexes dergisinin yayın koordinatörlüğü görevini üstleniyorum aynı zamanda da neredeyse bir yıldır Dream Dergi için rock müzik üzerine iki ayrı köşe hazırlıyorum. Bunun dışında 94.5 K-Rock’ta “Ayak Kaydıran Şarkılar” adında bir radyo programı yapıyorum. RTN Organizasyon için ise danışmanlık tarzı bir çalışma yürütüyorum.

Şebokolik:Basın dünyasına ilk atıldığınız zamanlarda örnek aldığınız bir isim var mıydı?

Eren Erdem:Gazete ve dergileri sürekli takip ediyordum ama açıkçası böyle örnek aldığım bir isim hiç olmadı. Fanzin yıllarımdan sonra bu işin rock müzik alanında en önemli adamlarından Güven Erkin Erkal ile çalışmaya başlamam da benim için büyük bir şans oldu açıkçası. Daha sonra Özlem Gürel (dream dergi), Emre Alkoç (RTN Organizasyon) ve Hakan Emren (94.5 K-Rock) gibi sektördeki en önemli isimlerle çalışmaya devam etmek de büyük bir şans oldu.

Şebokolik: O zamandan bu yana neler değişti sizde?

Eren Erdem: Bu soruya en doğru yanıtı o zamandan bu yana benim yanımda olanlar verebilecektir gerçi ama şunu söyleyebilirim; o günden bugüne çok daha profesyonel çalışabilen bir adam oldum. Okul dönemimdeki tembellikten eser yok yani… :)

Şebokolik:Yaşlanmadan bitirmeyi umduğunuz “Sümüklüböcek” isimli romanınız ne durumda? :)

Eren Erdem: Hala yaşlanmadan önce bitirmeyi umuyorum. :) “Sümüklüböcek” ile ilgili çok fazla dönüş almaya başladım. Uzun bir süredir bu romana ara vermiştim ama yakın zamanda yeniden başlamayı düşünüyorum. Beni heyecanlandıran ve etkileyen bir şey bu roman, birçok hikaye ve öykü yazmış olmama rağmen bunları kimseyle paylaşmamış olmam, “Sümüklüböcek” için bir ilk olma özelliğini getirecek. O nedenle çok üzerine titriyorum sanırım. “Sümüklüböcek” ilgili bir ilk bilgiyi de size vermiş olayım; bu roman “delilik” üzerine kurguladığım bir hikayeyi barındırıyor.

Şebokolik:Peki üzerinde çalıştığınız başka projeler var mı?

Eren Erdem: Elbette. Özellikle sinema ve yapımcılık üzerine çeşitli projelerim var. Bunlar için henüz erken ama zamanla bu projeleri de hayata geçirmeye niyetliyim. “6,5 (Kafes)” isimli bir kısa film senaryomun çekilmesi yönünde bir takım projeler var. Onların dışında bir de; aslında yıllardan beri aklımda olan ama bir yandan da çok yeni ve çok kişisel bir proje var kafamda. Projeler ve iş konusunda doyumsuz olduğum söylenebilir…

Şebokolik:Müzik konusuna girersek; üniversite yıllarınızda “Kukla” isimli bir grupta vokallik yapmışsınız, o dönemden biraz bahsetseniz?

Eren Erdem: Evet, çok güzel ve özel bir dönemdi o. Alternatif müzik dünyasının en başarılı isimlerinden İrlandalı grup Therapy ile turlayarak tamamlanmış bir dönem… Modern metal ve hardcore arasında bir sound barındıran hatırlayanların hala “çok iyiydi” diyerek bahsettiği bir gruptu “Kukla”. Geriye kalan bir de kayıt var, Duman davulcusu ve son olarak Gökçe’nin albümünü kaydeden Alen Konakoğlu prodüktörlüğünde yapılmış, yapıldığı dönem için birçok kişiyi şaşırtan bir maliyete sahip bir kayıt. Söz konusu “Kukla” olunca çok da konuşamıyorum, tarif edecek sözleri bulmakta zorlanıyorum…

Şebokolik:O dönemlerde sizin müziğe yönelmenizi tetikleyen neydi?

Eren Erdem: Müzik zaten hayatımda vardı, vokal yapmaya iten şey ise oldukça tesadüfi bir şeydi. Açıkçası müzik yapmaya “Kukla”dan çok önce başlamıştım. Lise yıllarıydı ve bir arkadaşımın grubundan solistleri ayrılmıştı, ben de ‘öylesine gelip söyleyeyim stüdyoda’ dedim. Sonra stüdyoya gittiğimde, ortaya çıkan şeyden herkes memnun kaldı ve böylelikle başlamış oldu.

Şebokolik:94.5 K-Rock’ta “Ayak Kaydıran Şarkılar” isimli programda dj’lik yapıyorsunuz, bu programın ortaya çıkış süreci nasıl gerçekleşti?

Eren Erdem: Ayak Kaydıran Şarkılar’ı zaten Yüxexes dergisinde “Ayak Kaydıran Albümler” adı altında bir köşe olarak hayata geçirmiştim ama bu konsept benim çok sevdiğim bir konsept. Daha da genişletmek istedim alanını. Yani benim sürekli aklımda olan bir projeydi. Daha sonra başka bir iş ile ilgili K-Rock ile görüşürken radyonun yayın yönetmeni Hakan Emren ile tanıştık. Zamanla muhabbet arasında radyo için düşündüğüm Ayak Kaydıran Şarkılar fikrini anlattım, onun da çok hoşuna gitti ve çalışmaya başladık. Mesela şimdi hem dinleyicilerden.

Şebokolik: Gelen konuklardan bahsetsek? Özellikle ağırlamak istediğiniz bir konuk var mı?

Eren Erdem: Hayko Cepkin, Çilekeş, 110, Emre Aydın, Üçnoktabir, Deja Vu, Birol Namoğlu (Gripin), Aydilge, Öztürk şu ana kadar konuk olarak aldığım isimler oldu. Daha çok fazla isim var konuk olarak ayağını kaydıran şarkıları çalacak. Özellikle konuk almak istediğim birisi yok ama konuk olarak sadece müzisyenlerle sınırlı kalmak istemiyorum. Rock şarkılarıyla ayağı kaymış yazar, yönetmen, oyuncu, basın mensubu ya da daha farklı alanlarda tanıdığımız kişileri de ağırlamak istiyorum programda.

Şebokolik: Şu ana kadar yayında başınıza ilginç bir olay geldi mi?

Eren Erdem: Elbette komik şeyler oluyor ama çok ilginç bir olay da gelmedi başıma. Ancak çok dağıttığımız, kendimizi kaybettiğimiz ve saçmaladığımız programlar oldu. Özellikle Çilekeş, Deja Vu ve yönetmen Biray Dalkıran’ın konuk olduğu programlarda…

Şebokolik: İleride programın akışında bizi bekleyen sürprizler olacak mı?

Eren Erdem: Programı ne kadar sürdüreceğim ile ilgili kesin bir fikrim yok. O nedenle planlı bir sürpriz düşüncem de yok. Dinleyicilerin ayağını kaydıran şarkılara yer vermek istiyorum, herhalde ayağınızı kaydıran şarkıyı sizin isminizin anons edilmesiyle duymak birçok kişi için sürpriz olacaktır.

Şebokolik:Peki sizin ayağınızı kaydıran şarkılar nelerdir?

Eren Erdem: Programın finalinde kendi ayağımı kaydıran şarkılara yer veriyorum aslında ama nedense çok da aklımda olan şarkıları çalamadım henüz. Liste gerçekten çok karışık, tek tek saymak oldukça uzun sürecektir. Rock dönemimden önce Duran Duran var. Rock müzik dinlemeye başladığım grup W.A.S.P. mesela, onların ‘Wild Child’ şarkısı ayağımı kaydıralı 16 – 17 yılı geçiyor. 1995 yılından itibaren de Faith No More ve Mike Patton ayağımı en sağlam kaydıranlardır. Dolayısıyla birçok dönem ve birçok şarkı var ayağımı kaydıran. Şu aralar arka arkaya dinlediğim ayak kaydıran şarkıları dile getirmek daha akılda kalmış bir yanıt olacak sanırım benim açımdan. The Ocean’dan ‘Rhyacian’, Serj Tankian’dan ‘Saving Us’, Jay Jay Johanson’dan ‘Time Will Show Me’, Pulp’dan ‘Being Followed Home’, Riverside’dan ‘After’, Notwist’den ‘Pick Up The Phone’ ilk aklıma gelenler.

Şebokolik: K-Rock ve “Ayak Kaydıran Şarkılar” hayatınıza neler kattı?

Eren Erdem: Benim için 2007’nin en keyifli gelişmelerinden biriydi K-Rock ve “Ayak Kaydıran Şarkılar buluşması. K-Rock ailesinde yer almak gerçekten çok keyifli, ve o aile içindeki çok değerli insanlarla tanışmama vesile oldu bu program. Bu arada program üzerinde emeği tartışılmaz bir isim daha var onu da es geçmek istemem. Prodüksiyon konusunda birlikte çalıştığım Onur Alp İzgi. Birlikte çalışırken gerçekten çok eğleniyoruz.

Şebokolik: Tüm bunları bir kenara bırakacak olursak, boş zamanlarınızda neler yaparsınız?

Eren Erdem:Tüm bunları bir kenara bıraktığımızda boş zaman kalıyorsa ne mutlu! :) Şaka bir yana, çok ciddi bir çalışma temposu var ve kendime ayıracak pek vaktim kalmıyor. Özel hayat için hiç fırsat yok zaten. Boş zaman yakalarsam DVD arşivimi izlemeye alıyorum. Geçenlerde gazeteci bir arkadaşım off-road yapma şansımız oldu ve çok keyif aldım. Boş zamanlarım için bu tip aktivitelere yönelmek istiyorum zamanla.

Şebokolik:Şebnem Ferah hakkındaki düşüncelerinizi ve dergimiz hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Eren Erdem: Dergiyi inceleme fırsatım oldu ve çok keyifli buldum. İnternette dergi okumak çok hoşuma gitmese de çok sıcak ve samimi buldum ortaya koyduğunuz işi. Başarılı bir iş olmuş ve bu başarının devam etmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Ellerinize sağlık. Şebnem Ferah ile ilgili söylenecek çok söz yok herhalde. Binlerce insanın ayağını kaydırmış, dünyaya belki de milyonda bir gelecek özel bir ses ve müzisyen. 19’unda (ocak) iş için şehir dışındaydım ve Bostancı’daki son konserini kaçırdığım için gerçekten üzülüyorum.

Şebokolik: Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için tekrar teşekkür ederiz ve başarılarınızın devamını dileriz…

Eren Erdem:Asıl ben tekrar teşekkür ederim. Size de yayın hayatınızda başarılar dilerim.

Eren Erdem’in eski günlerinden bir fotoğrafla bitirelim istedik:)

3 Yorum - ““Ayak Kaydıran Şarkılar” ve Eren Erdem”

  1. Şebnem Ferah hakkındaki “Binlerce insanın ayağını kaydırmış”sözü çok hoşuma gitti :)
    Ayrıca romanı hakkındaki ilk bilgiyi bizimle
    paylaşması onur verici bir durum =)
    Dergimize renk katan röportajı için Eren Erdem’e tekrar teşekkürler.

  2. ”dünyaya belki de milyonda bir gelecek özel bir ses ve müzisyen.”
    yorumsuz

  3. gerçekten romanı hakkındaki ilk bilgiyi bizimle paylaşması çok hoş bişey.bende derya “hipeROCKtif”e aynen katılıyorum eren erdeme çok teşekkür ediyoruz bizimle röportaj yaptığı için.

Yorum Yaz