Geçen sayımızda başladığımız ‘Bir Şarkı Hikayesi’ bölümümüze bu sayımızda da devam ediyoruz.Bu sayıda sizlerle paylaşacağımız şarkı hikayesi ise Can Kırıkları…

‘’Bu kalabalığın içinde yapayalnız hissetmektense
dünyanın bir ucunda tek başımayım…’’

Can Kırıkları, Şebnem Ferah’ın 5. albümüne ismini veren şarkı olmasıyla birlikte albümün ilk video klibi de bu şarkıya geldi. Tüm Şebokolik’lerin sabırsızlıkla beklediği 5. albümün dinleyicilerle paylaşılan ilk şarkısıydı. Şarkı, dinleyiciler tarafından çabucak sevildi ve albümün en dikkat çeken şarkılarından birisi oldu.Şebnem Ferah’ın dvd albümde de yer verdiği şarkının senfonik orkestra eşliğindeki hali de gayet hoş olmuş.

‘’Kir göstermeyen renkleriniz sizin olsun korkmaktansa
bulanıklığın tam içinde bir başımayım’’

19 Temmuz 2005 tarihinden itibaren müzik kanallarında dönmeye başlayan klibin yönetmenliğini Hakan Utangaç üstlendi.Ayrıca Can Kırıkları klibinde Şebo’nun yanında grup arkadaşlarını da görüyoruz.

Şebokolik’lerin Can Kırıkları hakkındaki yorumlarına gelecek olursak;

“Kesinlikle süper! Albüme bu şarkının adını vermekle ve bu şarkıyla çıkış yapmakla çok iyi yaptı. Şebnem ayrıca sanırım bu albümde en derin, en keskin ve en sert şarkı bu…” -( ««sHebNem»»)-

“İyi ki ilk bu şarkıya klip çekmiş… Çığlıkları harika,sözler harika,müzik harika,klip harika, anlamı harika,mükemmel bir şarkı…” -(maytap)-

“Klip süper,albüme adını verdi Şebnem çok iyi oldu..
Bu şarkıyı çok kısa bi sürede yazmış.Bir ropörtajında kısa sürede yazdığım şarkılar herkes tarafından sevilir demişti Şebnem.Doğru söylemiş kesinlikle..” -(Damla_sebo)-

“Albümün en iyisi.Sözleri iliklerime işliyor her dinleyişimde.Harika işte diğerleri gibi…” -(ses)-

‘’Benim belki de gizli bir bildiğim var
elbette ağlarım benim can kırıklarım var
senin gördüğün yanağımdan süzülenler
asıl içimde, içinde yüzdüğüm bir deniz var’’

Şebo’nun şarkı hakkındaki yorumları ise;

“Geçen albümü çıkardığımda dinleyicilerden gelen mektup ve küçük hediyeler arasında kalınca olanından, daha açmadan kitap çıkacağını anlamıştım. Adını okuduğumda şarkıyı kafamda duymaya başladım. Acı herkesin hayatında olan bir şey. Bu kadar güzel ifade edildiğine rastlamamıştım hiç. Parçanın iskeleti, nasıl çalınması gerektiği, nasıl bir vokal performansıyla söylemem gerektiği 15 dakikada çıktı. Kelimeler Yetse albümümün turnesini bitirdikten sonra dinlenmek için Los Angeles’a gitmek istedim. Tatil yapıp müzikle ilgilenebilirdim. Orada küçücük bir ev tuttum. Los Angeles’tan bir gitar aldım ve 15-20 dakikada gecenin bir vakti bitirdim şarkıyı. Yandakiler rahatsız olmasın diye fısıldayarak bitirmiştim. Dokuz yıldır aynı ekiple çalışıyorum ve albümün prodüktörü Tarkan Gözübüyük 20 yıllık arkadaşım. Onlar da bu şarkının ruhunu hissetti ve stüdyoda doğrudan akustik çalmayı tercih ettik. Can Kırıkları bir öykü kitabıydı. Aşkı anlatıyor, ama şarkım sadece bir aşk hikayesi değil. Başlıktan etkilendim. İçte yaşayan acıları ifade etmeye çalışan bir şarkı bu. Bir yandan da çok güçlü. Tek başımayken de keyifli olduğumu anlatmaya çalıştım aslında; sadece hüznü değil. Öykünün sahibine şarkıdan söz edip albümün adını Can Kırıkları koyduğumu bildirdiğimde çok memnun oldu. Çok beğendi. Farklı sanat alanlarındaki böyle etkileşimler değerlidir. Küçük ama çok değerli şeyler bunlar.’’ (Şebnem Ferah’ın şarkı hakkındaki yorumu,Yeni Aktüel Dergisinden alıntıdır.)