Öğrenci Gözüyle

Şebokolik Dergi’yi hazırlayan bizler öğrenci olduğumuzdan olaylara bizim açımızdan bakmak ve yorumlamak adına,Gazetecilik mesleğine giden yolu,bizzat orada okuyan bir arkadaşımız sizler için anlatıyor..

…İletişim Fakültesinin Eğlenceleri ve Gerçekleri…

Ben gazi üniversitesi iletişim bölümü gazetecilik 3. sınıf öğrencisiyim.Sizlere hazırladığım yazıda bölümümün artılarını ve eksilerini anlatacağım.

Öncelikle lisede okuyan ve Öğrenci Seçme Sınavına girecek kurbanlara şunu söylemek isterim ki üniversite mekanı televizyonlardaki diziler kadar eğlenceli değildir.Kayıt yaptıracağınız ilk günden hayalleriniz yıkılabilir ama kendinizi bu mekana girmeden önce hazırlayın derim.Dershanelerde ve çeşitli eğitim kurumlarında sınavın kazanılma aşamasına hazırlanan öğrencilerin üniversite hayatında psikolojilerinde derin yaralar açılabiliyor.Buraya kadar size ‘’üniversite kuyusu’’hakkında engin bilgilerimi verdim fakat bundan sonrası fakültemi tanıtmakla geçecek. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki iletişim seçebilmek için sözel öğrencisi olmanız gerekmektedir.Sosyal yaşama ağırlık veren bu fakültede halkla ilişkiler,TV-tiyatro-sinema,gazetecilik bölümleri vardır.Bazı üniversitelerde de Reklamcılık bölümünün olduğu görülmüştür.Bölüm ezber ve sosyal pratikler üstüne kurulu bir bölümdür.Uygulamalı ders işlerken hayatınızda hiç eğlenmediğiniz kadar eğlenebilir hatta ‘’İyi ki burayı seçmişim diyebilirsiniz’’.Ancak not tutma,tuttuğun notları ezberleme,ezberlediğin notları temize çekme aşamasında dünyadaki en talihsiz öğrencinin sen olduğunu düşünürsün.Çünkü iletişim bölümünde şaşırtıcı bir gerçek vardır ki sevgili profesörünüzün anlattıklarından bir virgülü kaçırmışsanız bile vizelerde,finallerde çakarsınız.

Fakültenin ilk yılında hocaları,notları ve bilumum dertleri hiç sallamazsınız.Fakat 2. yılında herkes robot olur.Hocanın ağzından çıkan her şeyi not alır.Aslında hocalarımızın bu durumla egolarını tatmin etmediklerinden şüpheliyim.2. yılınızın sonuna doğru ruhunuzu beyninizi,bedeninizi ‘’neden debeleniyorum?’’ düşüncesi sarar.Ama kime ne? Kölesin sen köle!Çalışmak zorundasın.Not almak zorundasın…Sürmenaj olursun.Geceleri rüyalarına 1 adet kamera,bir adet ses kayıt cihazı girer ve bu cihazlar üstüne doğru yürürler ki…Sabah olmuştur okula yetişmelisindir.Neden bu kadar erken sabah oluyor serzenişleri arasında kuzu kuzu okuluna gidersin.Derslerde uyuyamazsın.Çünkü not tutmaktan başka şansın yoktur.Acar muhabir olma hayallerini asla yitirmezsen bu yolda başarılı bir şekilde ilerleyebilirsin.Seçmeli ders olarak siyaset gazeteciliğini seçtiysen ve dersin öğretmeni de kafa dengi biriyse keyfine diyecek yoktur.Ayrıca bu derste istediğin zaman uyuma hakkına da sahipsindir.İç staj-1 dersleri uygulamalıdır.Ve çok eğlencelidir.ama İç staj-2 o kadar tat vermez.Sınavlarda İletişim Hukuku Dersinden tiksinirsin.Bir baltaya sap olma umudun devam eder.Basındaki eften püften gazeteci adı altında gezinenleri şahsına bir hakaret olarak algılarsın.Kırılırsın…

Okulu bitirdikten sonra yada okula devam ettiğin süreçte 12-18 ay arası bir basın kuruluşunda çalışır ve kendini kanıtlarsan başbakanlıktan imzalı sarı basın kartına sahip olursun.O kart artık senin helalindir.Kart giderse bütün meslek yaşamında biter.O sarı,sirke kokan kart senin ailen olur.Ve böyledir gazeteciliğe adım atılan yıllar.Dengesizce geçer zamanın bazen çok seversin bazen iğrenirsin.Bana sorsalar memnun muyum bu durumdan? Evet çokta memnunum.Çünkü ben sadece Gazeteci değil ARAŞTIRMACI GAZETECİ olacağım.Sinir bozan ‘’bizim X in oğlu da gazeteciymiş’’ diyen ve sizi küçümsemeye çalışan.Hatta ve hatta bazen ‘’şimdi televizyona çıkacan mı’’ gibi zekalarından şüphe duyduran teyzeleri, amcaları, enişteleri pek takmayın.Unutmayın bu hayat sizin.Ne mutlu bana size fakülte havasını hissettirebildiysem..

7 Yorum - “Öğrenci Gözüyle”

  1. Bende düşünüyorum aslında yaa eksileride olur tabi ama eğlence yönü daha ağır basar bence :)
    Esencim eline sağlık canım =)

  2. Vallahi agzına elıne saglık =) o kadar guzel anlatmıssın kı :D Muhasebe okudum ama vize final ve 1.-2. yıl muhabbetleri her yerde aynı.Özellikle kayıttan sonrakı hayal kırıklıgı anlatılmaz yasanır derım ben :)

  3. öff be olaya bak :D ama gerçekleri yazın dediniz yazdım. :D mesela bu fakültede asla çimlere uzanıp ders çalışamazsınız çünkü mutlaka çimlere işeyen bi kedi yada köpek vardır :D bunu yazmayı unutmuşum :D

  4. bende marmara da okuyorum. 4. sınıf makine teknik öğretmenliği. kendi okulunu çok güzel bir şekilde anlatmışsın. sözel dersler gerçekten de çok kasıyor insanı. ben sayısalcıyım ama öğretim dersleri hep sözel. sürekli sınırla geçiyorum, hatta bir tanesinden de çaktım zaten. sen iyi sabrediyorsun ben olsam kafayı yerdim o kadar yazının içinde. umarım hayatta başarılı olursun.

  5. bande diyorum bu okulda ne işim var diye ama sonra bakıyorum başka çarem yok hele bide vizeler finaller yaklaştıysa tam bi öğrenci olursun notları bulma çalışma offf

  6. ben geçen yıl oksye girdim aydın doğan anadolu iletişim meslek lisesini istiyordum ama puanım yetmedi ve ne yazık şu an dış ticaret okuyorum ama meslek liselerinin aynı bölümde üniversiteye devam olayı kalktı sanırım ben gazetecilik istiyorum ailem en başlarda sorun yaptı -ki hala yapıyorlar ama bu yazıyı yazan arkadaş umut verdi unutmayın bu hayat sizin diyerek :) teşekkür ederim :)

  7. ben meslek lisesi çıkısi oldugum için ailem benım istedıgım bölumu ıstemedı benım hep ve tek ıstedgım bı sey vardı sahne sanatları okumak ama olmadı suan pc proğramcılıgı ön lisans okuorum.ama benım hayal olarak kalacak olan bısey degıl bence herkes kendını nerde mutlu hıssedıorsa oraya aıttır…

Yorum Yaz