Şebokolik Dergi olarak 4.sayımızda sevilen oyuncu ve yazarlarımızdan İclal Aydın’ı ağırlamak istedik..
İclal Aydın’ın Şebnem Ferah sevgisini de bilince Ankara’ya geldiğinde ona ulaşmamız şart olmuştu.
Ankara’daki muhabirimiz rabiSHebo’nun yaptığı röportaj sizlerle…

Şebokolik: Öncelikle röportajımızı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz… (: Sonunda beklenen kitabınız “Evlerin Işıkları Bir Bir Yanarken” bizlerle buluştu. Kitabınızın içeriğini ve isminin hikâyesini anlatır mısınız bize?

İclal Aydın: Kitabım köşe yazılarımdan bir derleme. İki üç yılda bir okura sunduğum bir kendi seçkim. Her yaştan insanın iç dünyasına hitap edeceğini düşündüğüm yazılarımdan derleme.

Şebokolik: Bir de Mayıs aylarına doğru kızınız Lal ‘e anlattığınız masalları kitaba dökecekmişsiniz. Bu konuyla ilgili okuyucularımıza bilgi verir misiniz?

İclal Aydın: Kızım büyürken ben de büyüyorum aslında. Geceleri ona anlattığım hikâyelerden bunlar çıktı ortaya. Bakalım başka çocuklar da sevecek mi?

Şebokolik: Peki sizi televizyonlarda görmeyeli uzun zaman oldu. Ufukta sinema ya da dizi projeniz var mı?

İclal Aydın: Bu yaz başlamayı planladığım çok şeker bir komedi dizimiz var. Bakalım ne olacak?

Şebokolik: Siz de eski bir sabah programı sunucusu olarak şimdiki sabah programları hakkında ne düşünüyorsunuz?

İclal Aydın: Çok olumlu şeyler düşünmediğim kesin. Her yıl defalarca program önerisi gelmesine rağmen yapmamaktaki ısrarım söz konusu kötü örneklerin içine girmek istemememden kaynaklanıyor.

Şebokolik: Genelde röportaj soruları birbirinin benzeri olur… Hiç “Yahu kardeşim! Bir gün de şöyle bir soru sorsanız” dediğiniz oldu mu?

İclal Aydın: Bize biraz kendinizden bahseder misiniz sorusunu duyduğum zaman çok fena oluyorum. Hem çok tembelce hem de çok saygısızca bir yaklaşım. Söyleşi yapacak kişinin amacı kişiyi söyleşi sırasında tanımak değil, tanınmış kişinin bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarmak olmalı değil mi?

Şebokolik: Edebiyatçı Sunay Akın’ın “Asla Pollyannacılık oynamayan, umudun tarafında, karamsarlığı mat etmeye çalışan bir satranç oyuncusu” olarak değerlendirdiği kişisiniz. Zor değil mi bu kadar karamsar insanları mat etmeye çalışmak?

İclal Aydın: Oldukça zor… Üzücü ve kırıcı bir dönemler geçirdiğim oluyor elbette. Ama beni güçlü de kılıyor.

Şebokolik: Peki insanlara hayatın güzel olduğunu öğretmeye çalışan bir insan olarak “keşke”leri yıkan bir teoriniz var mı?

İclal Aydın: Asla kimseye hayatın güzel olduğunu öğretmek gibi bir iddiam olamaz. Belki anımsatmak denebilir, belki kendime teselli denebilir. Keşkeleri yıkan teoriye gelince… Keşke olsaydı?

Şebokolik: Çok güzel bir isme sahipsiniz… Anlamı; azamet, büyüklük, ağırlama ve ikram. Belli ki isminiz kişiliğinizle çok uyuyor. Belki sizi bu kadar iyimser yapan bir özelliğiniz de bu ismi taşımaktır. Sizce?

İclal Aydın: Teşekkür ederim. Ama o güzel kavramları gerçekten taşıyor muyum emin değilim. Ama kişinin isminin kişiye bir sorumluluk verdiğini düşünüyorum.

Şebokolik: Biraz da özel hayatınızdan bahsedersek… Mesela çocukken hayalini kurduğunuz yerde misiniz?

İclal Aydın: Çok şükür ötesine bile geçtim sanırım…

Şebokolik: Peki oyuncu ve yazar olmasaydınız hangi mesleği seçerdiniz?

İclal Aydın: Öğretmen olurdum büyük ihtimalle…

Şebokolik: Sizce de Şebnem Ferah’ın şarkısında dediği gibi sil bastan başlamak gerekir mi bazen? Ya da hiç yapmak istediğiniz oldu mu?

İclal Aydın: Defalarca, defalarca…

Şebokolik: Sizinle röportaj yapanlara hep sorarmışsınız ya “mutlu musun?” diye. Şimdi biz size sorsak… Hayatınızdan “mutlu musunuz”?

İclal Aydın: Bugünlerde evet mutluyum… Umarım uzun bir süre devam eder…

Şebokolik: Son olarak Şebnem Ferah ve Sebokolikler için düşüncelerinizi alabilir miyiz? (:

İclal Aydın:Onu çok seviyorum… Ama çok?

“rabiSHebo, Şebokolik Dergi için İclal Aydın’ın imza gününde iken..”

Röportaj: rabiSHebo