*Şebokolik: Öncelikle dergimizin müzisyen konuğu olduğunuz için teşekkürler.

*Bijen Rahimi: Asıl ben konuk olarak davet edildiğim için size teşekkür ederim

*Şebokolik: Bijen Rahimi’yi Tuşe ve Ogün sanlısoy’dan tanıyoruz,sen kendini dergi okuyucularına anlatsan neler dersin?

*Bijen Rahimi: Kendini anlatmak aslında çok zor bir iş, daha doğrusu benim pek beceremediğim bir iş ama kısaca; müzik yapmaya çalışan, tüm yönleriyle müziğe bağlanmış bir Türk genciyim diyebilirim. Buna ek olarak “Ne ekersen onu biçersin” düşüncesi bir bakıma hayata bakış açımı yansıtabilir. Daha ilk soruda bu kadar zor sorulmaz canım

*Şebokolik: Peki Bijen nasıl başladın müziğe?

*Bijen Rahimi: Aslında pek müzik aşkıyla başlamadım müziğe. Lise yıllarımda aynı sınıfta okuduğum bir kız arkadaşımı etkilemek için “gitar çalarsam bana aşık olur belki ” gibi abuk sabuk bir düşünceyle gitara sarıldım. 2-3 şarkı çalabilsem yeter bana derken, sonu gelmedi aradan çokça seneler geçti. Aslında o kadar ilginç ki lise yıllarımda ki bu düşünceden önce ben neredeyse hiç müzik dinlemezdim. Bir kez bile albüm almamıştım hatta müziği sevmezdim bile diyebilirim Garip şimdi müzisyen oldum çıktım

*Şebokolik: Nota bilmeden müzik yapmak nasıl bir duygu?

*Bijen Rahimi: Aslında şöyle, şu anda tam olarak nota bilmiyorum diyemem tabi ki bilgi birikimim oldu zaman içerisinde ancak gitar çalmaya başladığım senelerde bu işin ABC’sini dünyada en başta örnek aldığım, yarısı kadar adam olabilirsem ne mutlu bana dediğim babamdan öğrendim, bunun dışında ne benim gitar hocası bulmak gibi bir düşüncem vardı nede şimdi ki gibi internet. Biraz da birşeyleri kendi kendime öğrenmeyi sevdiğimden müzik işine atıldığımda da kendi başıma teoriler geliştirdim, sanıyorum ki normal öğrenme süresini biraz daha kısalttı bu. İlginç öğrenme yöntemleri uyguluyordum. Akorların peşi sıra gelerek oluşturdukları kombinasyonlara “Cafer, Ahmet, Ayşe” gibi isimler koyuyordum. Pentatonic gamını kendim keşfettim sanıp “merdiven” diyordum ona Hatta teorik bazı bilgileri gerçekten ben keşfettim falan sanıyordum, sonra bunların zaten var olduğunu öğrenince bayağı bozulmuştum. Bu “bodoslama” öğrenme stratejisinin ardından da şu anda halen bazı teknikleri standart dışı kullanıyorum. En basit örnek buna bazı akorları basış biçimlerimin biraz standart dışı olmasıdır

*Şebokolik: Mbm ve Confusion adlı gruplarda çaldın, o dönemler nasıl dönemlerdi ve senin şu anki müzik hayatını nasıl etkilediler?

*Bijen Rahimi: Confusion, Mustafa Y. Kaya ile birlikte oldukça deneysel ve enstrümental olan kısa süreli bir çalışmaydı. Orta Dünya Cafe’de çalıyorduk eğlencesine. Ancak MBM gerçekten benim için yeri ve değeri bambaşka bir gruptur, dağılmasına halen çok üzülürüm. MBM tamemen müzikal gelişimimin temel noktasıdır. Sahnede, stüdyoda heryerde doğaçlama yaptığımızdan özellikle doğaçlama ve üretim konusunda ilerleyebilmiş olmamın yegane sebebidir. MBM yanılmıyorsam Türkiye’nin ilk enstrümental progressive metal grubuydu. Yazık ettik dağıttık.

*Şebokolik: Peki şimdi Seni Tuşe’de görüyoruz,Tuşe ile çalışmalar nasıl gidiyor?

*Bijen Rahimi: Tuşe bu sıralar bar programlarını iyice azalttı çünkü üzerinde çalıştığımız ve gerçekten büyük emek harcadığımız bir albüm projemiz var. Henüz tarih vermek için çok erken ama Tuşe 3 yada katı vakte kadar içimize sinmiş bir albüme sahip olucak gibi gözüküyor. Aslında Tuşe ile albüm projemizin biraz yılan hikayesine dönmesinin sebebi bizim grup olarak herşeyi kendi başımıza yapmaya çalışmamızdır, haliyle biraz da madem yapıyoruz çok iyi olsun takıntımız bu süreci biraz yavaşlatıyor

*Şebokolik: Ogün sanlısoyla çalışmana gelecek olursak,nasıl başladın Ogün Sanlısoy ile müzik yapmaya?

*Bijen Rahimi: Sanıyorum bundan 20 ay kadar önce birgün bir telefon geldi, arayan ODTÜ’den eski dostum Serkan Fidan’dı(eski Mor ve Ötesi Menejeri) bana Ogün Sanlısoy’un, Metin Türkcan varken ritm çalabilecek, Metin abim yokken de lead gitarları alabilecek bir gitarist aradığını söyledi. Ogün Sanlısoy ve Sedef Erken’in araştırmaları sonucunda benim ismime ulaştıklarını ve bir deneme provası yapmak istediklerini iletti. Bende Ogün Sanlısoy ve Metin Türkcan gibi isimler ile çalışma olasılığını duyunca Sedef Hanımla iletişime geçtim ve akabinde hemen İstanbul’a gittim. Daha ilk provada öyle sıcak ve güzel bir ortam oluştu ki, daha o gün ekipte yer almak isteyip istemediğimi sordular ve işte aradan 2 seneye yakın zaman geçti o günden bugüne Ogün’le.

*Şebokolik: Genel olarak gitarcı kimliğinin dışında klavyede de usta olduğunu biliyoruz, gelecekte klavye ile ilgili projelerin varmı?

*Bijen Rahimi: Aslında klavyede kesinlikle usta olduğumu söyleyemem, haddime düşmez sadece az biraz çalmaya çalışıyorum diyebilirim. Gitar dışında ki enstrümanlara ilgim gerçekten var aslında sadece klavye ile de ilgilenmiyorum yine az biraz perdesiz bas gitar ve kanun ile de ilgileniyorum. Diğer enstrümanlar ile ilgili projem şöyle var, bir yandan da kendi adıma bir albüm projesi hazırlıyorum(bunu da burdan ilk kez duyurayım) yalnız bu albümde ki bütün enstrümanları kendim bizzat çalmak istiyorum. Kayıdını ve mix’ini de kendim yapmak istiyorum. Ancak şöyle bir gerçek var ki hem parçaları hem sözleri yazmak hemde bütün enstrümanları kaydetmeye kalkmak biraz vakit gerektiren birşey, bu sebeple henüz bu projemin ne kadar zamanda bitip bitmeyeceği belli değil. Açıkçası zaten kendi evimde ki home-studio ile yapacağım için çokta mühim değil. Tek dileğim bunu bir şekilde gerçekleştirebilmem, lakin albüm için bu sıralar ud çalmayı öğrenmeye çalışıyorum. Açıkçası, bir yandan Ogün Sanlısoy ile konser ve programlarımız, bir yandan Tuşe ile bar programları ve konserler ile albüm kayıtları, bir yandan okuduğum okul(lar) ve diğer bir yandan diğer ilgilendiğim müzikten bağımsız işler olduğundan kendi projeme nasıl vakit ayırabileceğimde biraz meçhul bir konu:)

*Şebokolik: Müzisyen kimliğin haricinde Bijen nasıl biri peki?

*Bijen Rahimi: Birşeyler üretmeyi seviyorum, şu ana kadar kendime ait 17 adet endüstriyel tasarım ve icadım var. Bunun dışında zaten Hacettepe Üniversitesinde okuyorum, bu sene ikinci üniversite programından yararlanarak(madem aynı anda okuyabiliyorum diyerek) AOF Halkla ilişkiler bölümüne de kayıt yaptırdım. Birde tamemen müzikten bağımsız uğraştığım dış ticaret ve yatırımcılık konuları var ki onlara hiç girmeyeyim. Kısaca yaşamayı seviyorum, hayatında kısa olduğuna inanıyorum bu yüzden yapmak istediğim herşeyi yapmaya çalışıyorum.

*Şebokolik: Seni takip eden ve seni beğeniyle izleyen kitleye dergimiz aracılığı ile iletmek istediklerin neler?

*Bijen Rahimi: Hayat kısa birşeyi yapmak istiyorsanız, durmayın yapın. Sevdiğiniz, size değer veren insanlarıda kucaklayabiliyorken bolca kucaklayın.Çünkü hayat gerçekten kısa, kısa olduğunu anlamak için yaşlanmaya gerek yok…

*Şebokolik: Son olarak şebnem Ferah ve şebokolikler hakkındaki düşüncelerini alalım

*Bijen Rahimi: Bende bir Şebnem Ferah fanıyım, kesinlikle bu ülkenin gördüğü en inanılmaz seslerden ve müzisyenlerden birisi. Yaptığı müziği saygı duyarak, hissederek dinliyorum. Birlikte çalıştığı müzisyenler hakkında herhalde cümle kurmama bile gerek yoktur Şebokolikler ve bütün sanatçılara gönülden destek veren kulüpler hakkında ise şunu söyleyebilirim; müzisyenlerin ve sanatçıların var olabilmesinde ki en büyük etken olduğunuzu düşünüyorum ve yaptığınız şeyi yapmaya devam etmenizi umuyorum, burdan yakından irtibat ve dostluk içinde olduğunuzu düşündüğüm ogunsanlisoy.info(kısaca info) üyesi dostlarıma da selamlar ve sevgiler yolluyorum…

*Şebokolik: Bizi kırmayıp,misafirimiz olduğun için çok teşekkürler, daima gülümsemen dileğiyle,başarılar…

*Bijen Rahimi: Asıl ben teşekkür ederim, hepbirlikte gülümsemedikten sonra tek başına gülümsemenin bir manası yok. O yüzden hep birlikte gülümseyelim derim. Sevgiler ve teşekkürler.