Yüksek Sadakat grubu ilk sayımızdaki misafirlerimizden.Rock müziğe ait unsurları, Türk Müziğinin motifleriyle başarırken Rock müziğin enerjisini kaybetmemeyi başaran Yüksek Sadakat, uzun yıllarca “Yüksek Sadakat ” ile dinleyeceğimiz gruplar arasındaki yerini çoktan aldı bile.

Şebokolik Dergi olarak Yüksek Sadakat ile yaptığımız röportajımıza başlayalım.

Şebokolik: İlk olarak 1997 de Filinta grubundan Yüksek Sadakat a olan sürede neler değişti, neler yerine oturdu müzikal anlamda?

Yüksek Sadakat: Sanırım her şey Değişmeyen tek birşey varsa o da müzik yapma iştahımızda bir azalma olmadı, hala aynı heyecanı duyarak çalıyorum arkadaşlarımla. Daha teknik bir yanıt verecek olursam, bir grubun olgunlaşma, eleman değişiklikleri, kafasındaki sounda yaklaşma aşamalarını biz de geçirdik tümüyle diyebilirim.

Şebokolik: Klişe bir soru olacak ama merak eden arkadaşlar için neden “Yüksek Sadakat” ve grubun isim babası kim?

Yüksek Sadakat: Yüksek sadakat ismi bizim müziğe bağlılığımızı ifade ediyor. Yaşadığımız hiçbir zorluk, önümüze çıkan hiçbir engel bizi müzikten ayıramadı, sadığız ona yani Grubun isim babası benim.

Şebokolik: Peki Yüksek Sadakat üyeleri Yüksek Sadakat’ ın yaptıgı müziği nasıl tanımlıyor?

Yüksek Sadakat: İlk albümüzdeki tarz, rock’ ın değişik alt türlerinden beslenen, Türk müziği etkilenimli bir sentezdi. Buna kısaca Türk rock’ ı demeyi seviyoruz.

Şebokolik: Yüksek Sadakat Türk motiflerini Rock ezgileriyle birleştiren bir grup, bu soru özellikle kutlu abiye şarkılarınızı yaparken neler size ilham veriyor?

Yüksek Sadakat: Sanırım bilinçaltım, bunu yazdığım şarkılarda ağırlıklı olarak işlediğim konulara bakarak söylüyorum. Bu konular aşk ağrısı, medeniyet korkusu, varoluş problemleri ve felsefe üzerinden din ve tanrıyla kurulan bağlantılar.

Şebokolik: Sizce ilk albümde dinleyicilere kendinizi tam anlamıyla ifade edebildiniz mi?

Yüksek Sadakat: Hayır, hiç sanmıyoruz. Tam tersine olduğumuzdan oldukça farklı algılandığımızı düşünüyoruz. Örneğin çıkış parçamız bizi bir miktar pop gösterdi ki alakası yok.

Şebokolik: Sizin favoriniz “Aklımın İplerini Saldım” a gelecek olursak, özellikle gitar sololarıyla dikkatimizi çeken ve kliplendirilen bir parçanız, siz neler düşünüyorsunuz bu şarkı hakkında?

Yüksek Sadakat: Bizim hoşumuza gitmesinin öncelikli sebebi albümdeki en oturmuş, bizim müzikal tavrımızı en iyi ifade eden şarkı olması. Gitar soloları evet bir ortada ve bir de sonda olmak üzere iki tane solo var. Benim gitarı serkana devredip basa geçmeden önce yazdığım iki solo olduğu için ayrıca severim onları da.

Şebokolik: Sizin dinlemekten hoşlandığınız ve etkilendiğiniz isimler kimler?

Yüksek Sadakat: Çok fazla sayıda var, saymakla bitmez.

Şebokolik: Müzik dışında ilgilendiğiniz başka ilgi alanlarınız var mı?

Yüksek Sadakat: Ben (Kutlu) tarih ve felsefe okumayı ve spor yapmayı severim. Serkan gezmeyi ve sporu sever, Uğur da öyle. Cemil ve Alpayı ise bildiğim kadarıyla altı çizilecek bir ilgileri yok

Şebokolik: Yüksek Sadakat sonraki albümünde de aynı tarzını sürdürecek mi ya da farklı şekilde mi karşımıza çıkacak?

Yüksek Sadakat: Tarzda mutlaka değişiklikler olacaktır. Bunların radikal değişiklikler olması da mümkün ama ne yönde olacak bu değişiklikler şu andan bunu bizim bilmemiz de mümkün değil.

Şebokolik: Son sorumuza gelecek olursak, Şebnem Ferah ve Dergimiz hakkındaki düşünceleriniz?

Yüksek Sadakat: Şebnem Türkiye’de rock’ ın kraliçesidir, bunu biraz evvel Hürriyet-Keyif ekindeki albüm tanıtım köşemde son çıkan konser dvd’si ve albümünü tanıtırken yazdım. Üstelik yönettiğim Blue Jean dergisinin kapağına da onu koyduk ve siz Şebokoliklerin çok hoşuna gideceğini umduğum bir başlık attık. Orası sürpriz olsun söylemiyorum. Derginiz için şunu söyleyebilirim. Umarım bir gün Yüksek Sadakat’ ın tutkulu ve aktif fanlarının sayısı da sizin kadar çoğalır ve bir dergi de onlar çıkarırlar.